28 yıl önce, 4 Nisan 1997'de, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi tarihinin önemli isimlerinden biri olan Alparslan Türkeş, hayatını kaybetti. 1917 yılında Kırıkkale’de dünyaya gelen Türkeş, genç yaşta milliyetçi fikirlerle tanışarak Türkiye'nin siyasi arenasında önemli bir figür haline geldi. Özellikle Türk milliyetçiliğinin öncülerinden biri olarak kabul edilen Türkeş, Türkiye’yi pek çok alanda etkileyen politikaları ile anılır. Vefatının üzerinden geçen 28 yıl, bu büyük liderin hatırasını ve mirasını canlı tutmaya devam ediyor.
Alparslan Türkeş, okul hayatına başladığı yıllardan itibaren siyasete olan ilgisini geliştirmeye başladı. Uzun yıllar Türk Milliyetçiliği fikrinin yayılmasına katkıda bulundu ve bu konudaki düşüncelerini yazılı eserlerinde ve konuşmalarında dile getirdi. 1942’de Ankara Üniversitesi Siyasi Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan Türkeş, ardından Türk Silahlı Kuvvetleri’nde çeşitli görevlerde bulundu. Siyasi yaşamına 1940’lı yıllarda Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) kurucusu olarak adım atan Türkeş, parti yapılandırmaları, gençlik organizasyonları ve toplumsal hareketler ile tanınan bir lider haline geldi.
1965'te milletvekili seçilen Türkeş, 1970'te MHP Genel Başkanı oldu. Özellikle 1970'li yıllarda Türkiye’nin iç karışıklıkları ve sol hareketlerle mücadelesi sırasında MHP’nin duruşunu güçlendiren liderlerden biri oldu. Ülkücü camianın lideri olarak anılan Türkeş, Türk milletinin bağımsızlığı ve vatanseverliği konularında verdiği mesajlarla dikkat çekti. 1980 askeri darbesi sonrası bir süre hapiste kalan Türkeş, 1983’te siyasete geri döndü ve MHP’yi yeniden yapılandırarak 1987 seçimlerinde partisini temsil etti.
Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997'de, siyasi hayatında pek çok politik mücadele vermiş olmasına rağmen, kanser hastalığı nedeniyle vefat etti. Ölümü, Türk milliyetçi hareketinin takipçileri ve Türk siyasetinde büyük bir boşluk oluşturdu. Kendisi için düzenlenen cenaze törenine yüzbinlerce insan katıldı. Annesinin yanı sıra, Türk milletinin her kesiminden insanın gösterdiği sevgi ve saygı, onun ne denli önemli bir lider olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Alparslan Türkeş'in mezarı, Ankara'daki Karşıyaka Mezarlığı’ndadır. Mezarı, bugün bile pek çok seveni ve ülkücülerin ziyaret ettiği bir yer haline gelmiştir. Türkeş’in mezarı, ona olan sevgi ve saygıyı gösteren bir anıt gibidir. Her yıl, vefatının yıl dönümünde yapılan anma etkinlikleri ile unutulmaz hatırasını yaşatmak için milyonlarca kişi bir araya gelir. Bu anma etkinlikleri esnasında sık sık yapılan konuşmalarda, onun milliyetçilik ve vatanseverlik konusundaki düşünceleri ve liderlik vasıfları tekrar vurgulanır.
Bugün, Alparslan Türkeş’in bıraktığı miras, Türkiye’nin siyasi ve sosyal yapısında günümüzde de etkisini hissettirmeye devam ediyor. MHP ve ülkücü camia, Türkeş'in ideallerini daha ileriye taşımak amacıyla onları yaşatmaya çaba gösteriyor. Türkeş'in düşünceleri ve liderlik özellikleri, genç nesillere aktarılmakta ve bu bağlamda ona duyulan özlem her geçen gün artmaktadır. 28. yıla girerken, Alparslan Türkeş'i anmak, onun ideallerini yaşatmak ve hatırasına sahip çıkmak adına atılan adımlar, Türk milliyetçiliğinin geleceği için büyük bir önem arz ediyor.
Sonuç olarak, Alparslan Türkeş’in vefatının 28. yılı, yalnızca bir kaybın değil, onun öncülük ettiği fikirlere ve değerlere yönelik bir yenileme dönemi olarak da yorumlanmalı. Bugün, onun izinden giden genç nesillerin, Türkeş'in fikirlerini yaşatarak Türkiye'nin geleceği için daha büyük bir irade sergilemesi, onun mirasını yaşatmanın en güzel yolu olacaktır.