İstanbul, 6 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen şiddetli depremin ardından, kentteki binaların dayanıklılığına dair endişeleri artıracak bir olayla sarsıldı. Değişik kesimlerdeki inşaatların ve yapıların, olası bir depreme ne ölçüde hazırlıklı olduğuna dair tartışmalar sürerken, Beyoğlu ilçesinde bir binanın çökmesi, durumu daha da ciddileştirdi. Yetkililerin acil önlemler almasına yol açan bu trajik olay, İstanbul'un deprem gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor.
Olay sabah saatlerinde meydana geldi. Beyoğlu’nda, 1980’li yıllarda inşa edilen bir apartman dairesi, depremin ardından yaşanan artçı sarsıntıların etkisiyle büyük bir gürültüyle çöktü. Olay anında binanın içerinde bulunan 5 kişinin enkaz altında kaldığı öğrenildi. Ambulanslar ve itfaiye ekipleri olay yerine intikal ederek hızlıca kurtarma çalışmalarına başladı. Bölgedeki halkın paniğe kapılmasıyla birlikte mahalledeki diğer binaların güvenliğinden endişe duyulmaya başlandı. İtfaiye ve sağlık ekiplerinin yapmış olduğu ilk açıklamada, kurtarma operasyonunun sürdüğü ve yaralıların belirlendiği bildirildi.
Çöken binanın bitişiğindeki binaların güvenliği ve sağlamlığı ile ilgili olarak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri, hızlı bir şekilde inceleme başlattı. Uzman ekiplerin raporları sonucunda, binanın inşa sürecindeki standartların ihlal edildiği ve ruhsatsız değişiklikler yapıldığı yönünde bulgular elde edildi. Yerel halkın da bu duruma öfke ve hayal kırıklığıyla tepki verdiği öğrenildi. İstanbul’un tarihi dokusunu koruma anlayışı içinde yapılan binaların çoğunun, yeterli mühendislik hizmetini ve denetimini alamadığını belirtmekte fayda var.
Deprem uzmanları, İstanbul gibi bir metropolde meydana gelen bu tür olayların, kent planlaması açısından büyük bir uyarı mahiyeti taşıdığını aktarıyor. Uzmanlar, şehir içindeki binaların yenilenmesi ve güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizerken, vatandaşların da bu konuda bilinçli olmaları gerektiğini ifade ediyor. İnşaat sektörü ile ilgili denetimlerin artması ve kamuoyunun bu konuda daha duyarlı hale gelmesi gerektiği vurgusu yapılıyor.
İstanbul’da geçmişten gelen birçok bina, özellikle deprem yönetmeliğinden önce inşa edildiği için, güçlendirmeye ve yenilemeye muhtaç durumda. Altyapı ve üstyapı çalışmalarında atılacak adımların daha etkin ve sistematik olması gerektiği, uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Ayrıca, deprem riski taşıyan binaların tespit edilmesi ve bu binaların yıpranmış durumlarının önüne geçilmesi amacıyla çalışmaların hızlandırılması gerektiği belirtiliyor.
Son olarak, bu tür olayların önlenebilmesi için hem yerel yönetimlerin hem de merkezi hükümetin daha etkili ve kapsamlı politika geliştirmesi gerektiği ifade ediliyor. İstanbul'un depreme hazırlığı ve güvenilirliği, sadece devletin değil, aynı zamanda her bir bireyin de sorumluluğundadır. Böylelikle, kentimizde meydana gelen yıkıcı olayların önüne geçmek için gereken tüm önlemleri almak kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır.
Bu üzücü olay, İstanbul’un deprem riski ile ilgili farkındalığın artırılması ve yapı güvenliğinin sağlanması amacıyla kamuoyunu harekete geçirecek bir uyarı olarak kaydedildi. Yaşanan gelişmeler, tüm İstanbullular için derin bir kaygı yaratsa da, çözüm ve güce yönelik atılacak adımlar, geleceğe dair umutları yeniden yeşertme kapasitesine sahiptir. Herkesin bu konuda duyarlı olması, şehirdeki yapıların güvenliğini sağlamak adına kritik bir önem taşımaktadır.